Karagöz'ü Biz mi Öldürdük ?



``Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer`` derlerdi, eskiden büyüklerimiz.... Estetiğin toplum yaşamında günümüzde olduğundan daha fazla önemsendiği, mizah anlayışının henüz şimdiki gibi bel altına inme pespayeliğine düşmediği, hele hele hiciv denilen sanatın kirli çamaşırları ortaya dökmekten çok, inceden inceye dalga geçme sanatı olduğu devirlerdi... İşte o dönemlerde, dünyanın başka hiçbir kültüründe olmadığı kadar zarif bir sanatımız vardı... Karagöz - Hacıvat...
Gazetelerin, radyo - televizyon gibi iletişim araçlarının olmadığı zamanlarda toplumun en önemli eğlencesi olan Karagöz sanatı insanları sadece güldürmekle kalmamış, estetiğin ön planda tutulduğu bir hiciv sanatı olarak toplumsal bilinç (belki kamuoyu da diyebiliriz) oluşmasında öncü bir rol oynamıştır. Tâ ki devlet yöneticilerinin bu yergiden rahatsız olup Karagöz oyunlarını yasaklamalarına kadar. Evet yanlış okumadınız , Karagöz oyunları bir dönem yasaklanmış.. 2. Abdulhamit döneminde Karagöz'ün yergileri yönetimi o kadar rahatsız etmiş ki çareyi yasaklamakta bulmuşlar ve çok ağır cezalar getirmişler. O zamana kadar yazılı bir metne bağlı olmadan güncel olayların mizahi bir dille yorumlandığı Karagöz oyunları, ancak önceden kontrol edilecek yazılı metinler ile oynatma şartı ile yeniden serbest bırakılmış. İşte o tarihten sonra Karagöz oyunu hiçbir özelliği olmayan kaba saba bir çocuk oyunu durumuna düşmüş ve bu şekilde gelenekselleşerek günümüze kadar gelmiş. Ama artık devir o devir değil, Karagöz yavaş yavaş asli kimliğine yeniden kavuşma yolunda ilerliyor.
 

Dünden Bugüne Karagöz... Copyright © 2008 Green Scrapbook Diary Designed by SimplyWP | Made free by Scrapbooking Software | Bloggerized by Ipiet Notez